Problemlere mazeret üretmede üzerimize yoktur. Siz hiç suçun sahibini gördünüz mü? Trafik kazasında hep karşı taraf suçludur. Depremden sonra müteahhit, kaybedilen davadan sonra avukat suçludur!  Öğrenci sınavda başarılı olamadıysa bu ülkede öğretmen  suçludur!

Karşı tarafı suçlamakta üzerimize yoktur. İddialar acımasız, cümleler mızrak gibidir. Öyle bir saldırırlar ki yağmur altında kalmış kedi yavrusu gibi şaşırır kalırsınız. Kalabalıkta  bağırıp çağıran, sesiyle karşısındakini susturmaya çalışan  o kadar çok sokak cazgırı var ki bu ülkede... Aslında bu  bağırıp çağırmaların altında suçu başkasına yıkma çabası vardır.

Hani boşuna dememişler, kabahati gelin etmişler kimse almamış diye. Halbuki başımıza bir kaza veya bela geldiğinde "kusura bakma kardeşim, ben hatalıyım, geçmiş olsun." demek varken yol ortasında  tekme tokat kavga etmek de nedir? Şehir eşkiyalığı ve magandalık, toplumsal ilişkilerde vukuatın üzerine bir vukuat daha ekleyerek işi çetrefilli hale getirmekten başka ne işe yarar?

Mahkemede hâkime derdini anlatamayanlar,  adliye koridorlarında dövüşmeyi seçiyorlarsa bu durumu sadece "zorbalık"la izah etmek mümkün müdür?

Hatay-Kahramanmaraş depremi sonrasında  "Bu işin sorumlusu benim, görevimi yapamadığım için istifa ediyorum. Bedelini ödemeye hazırım." diyen bir yetkili gördünüz mü ya da böyle bir açıklama duydunuz mu? Aman efendim yapmayın! Biz bu ülkede böyle şeylere alışık değiliz.

1999 Marmara Depremi'nden sonra müteahhitler suçlanmış ve depremin günah keçisi olarak müteahhit Veli Göçer seçilmişti. Adam yargılandı, ceza aldı, bir müddet cezaevinde yattı, sonra aftan yararlandı ve tahliye edildi.  Gölcük'ün günah keçisi Veli Göçer'in hâlâ bu ülkede müteahhitlik yaptığı söyleniyor!  Vay be, ne güzel memleket değil mi?

Hatay depreminin tek sorumlusu sanki müteahhitlermiş gibi bugün de günah keçisi aranıyor.

● Belediyelerin fen müdürlükleri, yapı işleri daire başkanlıkları, bayındırlık, yapı denetim kuruluşları,  jeoloji mühendisleri, projeyi çizen ve onaylayan mimar ve mühendisler, beton firmaları, kalıpçılar ve inşaat ustaları Türkiye'de  yapılan  bunca inşaatın neresindedirler acaba?   Fay hattını imara açan belediye başkanları, imar değişikliğini onaylayan belediye meclis üyeleri bu işin neresinde?

● Seçim öncesi kaçak kat çıkan vatandaşın plansız projesiz yaptığı inşaatı kim görmezlikten geldi ya da o binalara kim ruhsat verdi? Sahi bu ülkede kaç defa imar affı çıktı?

● Beri tarafta kentsel dönüşümün yıkım kararına direnen mahalle sakinlerine destek veren muhalefete ve sivil toplum kuruluşlarına ne demeli?

-- Efendim, kentsel dönüşümde vatandaşımız hak mahrumiyetine uğruyor, üstelik bir de  bunun üzerine borçlanıyor.

-- İyi diyorsunuz, hoş diyorsunuz da bu eski binalar yenilenmezse deprem şehirleri yerle bir edecek ve insanlar hayatlarını kaybedecekler! Bu yazıyı yazdığım saatlerde depremde ölen kişi sayısı 45 bine ulaşmıştı.

Üç beş ay sonra bu ülkede neler yaşanacağını söyleyeyim. Depremin yaraları sarılacak, konutlar yapılacak, bir iki müteahhite ceza verilecek, sonra hiç birşey olmamış gibi bir tövbe ferahlığı içinde hayat kaldığı yerden devam edip gidecek.

Bizden sonra gelenler, bu kural tanımazlık ve açgözlülüğü dramatik bir hikaye olarak "bir varmış bir yok" diye anlatacaklar. Depremde yok olup giden hayatlar, belki de "evvel zaman içinde, kalbur saman içinde" bir daha hiç hatırlanmayacak. Bu memleketin çocukları büyüklerinden acıklı deprem hikayeleri dinleyerek büyüdüler. Erzurum, Gediz, Burdur, Denizli,  Dinar, Marmara, Bingöl, Van, Elazığ depremlerinden sonra bu ülkede ne değişti ki?!... O kahrolası rantiyeyi bölüşmek için şehirleri toplu mezarlara dönüştürenlere yazıklar olsun!

Suçlu mu? O hâlâ ortalıkta yok; çünkü kabahati gelin etmişler kimse almamış.

Umudunuzu hiç bir zaman kaybetmeyin. Her zorluğun yanında elbet bir kolaylık vardır. Sağlıcakla kalın.

  Öğr. Gör. Yaşar ÖZTÜRK

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.