Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 79. yıl dömününde saygı ile anarak sözlerime başlıyorum.

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, toplum nazarında tartılmama da bir kesim yıllardır ona sarılarak tabanına şirin görünmeye gayretinde oldu. Bir kesim de ona karşı söyleler geliştirerek yine tabanına şirin görünme, gazlarını alma çabasına girdi.

Her iki kesim tarafından kendi siyasi ve gelecekleri doğrultusunda bir araç olarak gördükleri dünyanın kabul ettiği fakat bizim belirli bir kimliğe oturtamadığımız liderimiz, yine tartışmaların odak noktasında.

************************

Türkiye, son dönemlerde yine, yeniden, yeni bir yapısal düzenene girmeye başladı.

Bunun da baş mimarı siyasi partilerin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk üzerinden oluşturduğu söylemler ve düşücesel hareketlerdir.

Yıllardır bir türlü rahat bırakmadığımız kimilerin “doldurulmuşluğu” yaşadığı, kimilerinin de “özlemle” andığı Atatürk, bu gün de sahiplenilme gayretinde…

Ben her zaman dedim. Yine diyorum. Atatürk’ü rahat bırakın artık.

Atatürk, Cumhuriyet Halk Partisi’nin değildir.

Dini değerler, sağ  ya da merkez sağ olarak nitelendirilen partilerin değildir.

Ülkücülük de, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ya da Büyük Birlik Partisi’nin ya da çıkış noktasından hareketle İyi Parti’nin sahipleneceği değelerler değildir.

Solcu olarak nitelendirilen kişiler pekala namazını da kılar, ülkücü de olur, Cumhuriyetine de sonuna kadar bağlı kalır.

Aynı şekilde ülkücü olarak nitelendirilen insanlar, Cumhuriyetine, Atatürk’üne ve dini değerlerine sahip çıkar.

“Yobaz” olarak nitelendirilen kesimden de Cumhuriyetine, Atatürk’üne ve ülküsüne sahip çıkan insanlar çoğunlukta.

************************

Sisyasi varlıklarını sürdürmek için illaki bir dala tutunmaya gerek yok.

Atatürk kimsenin sahiplenmesine gerek olmayan bu ülkenin ve hatta dünyanın en büyük değeridir.

Ülkücülük de dini değerlerimizden asla ve asla ayrılmayacak bir değerdir. Ne Atatürk, ne ülkücülük ne de dini değerlerimiz birilerinin kalesi olmasın. O kaleyi fath etmek için uğraşmayalım. Herkes Atatürkçüdür. Herkes Cumhuriyetçidir. Herkes ülkücüdür. Herkes kendi dünyasında her neye inanıyorsa “din”dardır.

Bırakalım kaleyle uğraşmayı önümüze bakalım.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.