Diyabetin başlangıç süresi, kan şekerinin düzensiz olması ve hipertansiyon gibi ek hastalıkların varlığı diyabete bağlı göz hastalıklarının yaşanma riskini artıracağına dikkat çeken Atagöz Göz Hastalıkları Dal Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Helin Yaldız, “Rutin muayene ve gerekirse göz damarlarını incelediğimiz bazı kısa testler sonrasında nasıl bir tedavi izlenileceğine karar verilir. Hastalık tespit edilirse, bazen yalnızca takip yeterli olmakla birlikte bazı hastalarımıza lazer tedavisi, göz içi ilaç enjeksiyonu gerekmektedir. Tüm diyabet hastalarına doktorunun belirleyeceği sıklıkta göz muayenesini öneriyoruz” diye konuştu.
Diyabet hastalarının genellikle göz hastalıklarını fark etmediklerini ifade eden Dr. Yaldız, “Hastalarda dışarıdan herhangi gözlemlenebilir bir değişim olmuyor. Gözün arka tarafında, retinada bir kanama gerçekleşiyor. Hasta gözünün önünde uçuşmalar görüyor, bu da diyabet hastalarında göz içi kanamanın belirtisi oluyor. Damarların geçirgenliği artıyor ve sıvı birikimiyle birlikte son aşamalarda görme kaybı meydana geliyor. Hastalar eğer düzenli kontrole gelmezse, şikayetlerin başladığı son aşamalarda da tedaviler zorlaşıyor, daha uzun zaman gerektiriyor ve tedavilerin başarı şansı azalıyor. Hastalığın son aşamaya gelmesi hastadan hastaya farklılık gösterse de genelde hızlı seyretmiyor, yılları buluyor” şeklinde konuştu.
Diyabette lazer tedavisi
Diyabet hastalarının şeker düzeylerinin düzenli olmasına çok dikkat etmeleri gerektiği uyarısında bulunan Dr. Yaldız, şunları söyledi: “Hastalar genelde şekerin yükselmesine dikkat ediyorlar fakat düşmesi de aynı oranda tehlikeli bir durum. Diyabete bağlı rahatsızlıklarda kan şekerinin düşmesi önemli sorunlara yol açıyor. Bunun dışında hastanın vücut sağlığının yerinde olmaması, enfeksiyonlar, kansızlık, hipertansiyon, strese maruz kalma gibi durumlarda diyabete bağlı sorun yaşama riskimizde artışa neden oluyor. Diyabet hastalarında eğer doktorun belirlediği bir muayene süresi yoksa hastanın altı ayda bir göz muayenesi yaptırması, erken teşhis ve tedavi açısından büyük önem taşıyor. Görme kaybının ilerlediği hastalarda lazer tedavisi öneriyoruz. Gözün damarsal problemleri derinleştiyse, gözün beslenmesi bozulduysa, aşırı damarlaşma oluştuysa, kanama riski başladıysa lazer tedavisi gerekiyor. Göz içi enjeksiyonları da genelde görme merkezinin ödemi durumunda gerekmektedir. Hastanın problemleri ileri aşamaya gelmediyse lazer tedavisinin başarı şansı yüksek oluyor. Lazer tedavisi genelde farklı günlerde belli aralıklarda beş ila altı seans sürüyor.”
İHA
