“Keçecilerin piri Keçeci Baba keçe yapacak; başlamış keçeyi dövmeye. Kaç saat dövmüş o belli değil. Bezi açmış, bir de ne görsün, keçe tutmamış! Hırsından başlamış ağlamaya. Gözyaşları ile birlikte teri de akmış ve tekrar dövmeye başlamış. Sonunda tekrar açtığında gözyaşı ve ter damlayan yerlerin çok güzel keçe olduğunu görmüş. O günden sonra keçeyi ıslatarak dövmüşler.”
Bir başka rivayete göre; Nuh Peygamber’in büyük tufanda gemisine aldığı insan ve hayvanları rahat ettirmek için gemi tabanına yaydığı yünlerin keçeleşmesi ile ilgili bir olay yaşanıyor. Nuh Peygamber, tufan bittikten sonra gemi tabanına yaydığı yumuşak yünlerin, geminin tufan sırasında sallanması, içeriye giren su ve gemideki varlıkların çiğnemeleri ile sağlam bir dokuya dönüştüğünü görüyor.
Çal’a 15 kilometre mesafedeki Alfaklar Mahallesi’nde yaşayan 55 yaşındaki Hüseyin Öksüz, çobanlar için 45 yıldır ‘kepenek’ yaparak keçecilik mesleğini yaşatmaya çalışıyor.
Evinin bahçesindeki bir odada keçe ve kepenek yapan Öksüz, yaşadığı sürece mesleğini sürdürmek istiyor. Öksüz, ‘çoban evi’ dediği kepeneği ve keçecilik mesleğini ilkokula gittiği yıllarda öğrendiğini, o dönemde Çal'da çok sayıda keçecinin bulunduğunu anlattı.
Sipariş olduğunda günde bir kepenek yaptığını, çoğu zaman talepleri karşılamakta zorluk çektiğini dile getiren Hüseyin Usta, eskiden birçok evde üretilen keçe ve kepeneği artık kendisinden başka kimsenin yapmadığını söyledi.
Öksüz, kendisinden sonra mesleği devam ettirecek birinin bulunmamasına çok üzüldüğünü belirterek, "Şimdiki gençler öğrenmiyor bu mesleği. Kendi çocuklarım bir kere eline almışlığı yoktur. İş çok ama yapan yok" diyor.
Hüseyin Usta’nın zaman zaman üniversitelerden konukları da oluyor. Kendisini ziyarete gelen hoca ve öğrencilere keçe ve kepenek yapımı konusunda bilgiler veriyor.
Öksüz, “Denizli'nin son kepenek ustasıyım. Kimse bu mesleği öğrenmek için gayret göstermiyor. Kepenek örtüye benzemez, sıcak olur su geçirmez. Bu çobanın evidir adeta. İçine yatıldığında sıcak seni her şeyden korur. Hazır makinelerde yapılan kepeneği en fazla 3 ay giyilir daha sonra atılır. Ama bizim geleneksel yöntemlerle yaptığımız kepenekler uzun yıllar çobanların evi olur” diyor. ÖZEL HABER
